28 Kasım 2012 Çarşamba

Gratis Ganimetleri


Gratis'te 2 günlüğüne renkli makyaj ürünlerinde %50 indirim olduğunu twitterdan öğrendim ve tabi ertesi güne hemen gittim. Mağaza yağmalanıyordu. En çok istediğim The Balm standını kurcalamaktı ama maalesef pek bir ürün kalmamıştı bu yüzden de hevesim kursağımda kaldı. Bir süredir de kendimi ürün almama konusunda tutuyordum çünkü evde bitirilmemiş ürünlerin olması sinir ediyor beni. Ama %50 indirime de karşı koyamadım. Kendimi tuttuğum için çok bir şey almadım aslında.


1-Dalin 3'lü Islak Mendil: Islak mendil almak için Watsons'a gitmeye uğraşamaycağım için Dalin'den aldım.

2-Maybelline Affiniton Fondoten: Bloglarda övülerek bahsedilmesi iştahımı kabartmıştı eve gelip denediğimde ise dedikleri kadar varmış diye düşündüm. Çünkü gerçekten ürünü sürdükten sonra kadifemsi bir his veriyor ve yüzde ağırlık yapmıyor. Önümüzdeki günlerde ayrı bir yazı hazırlayabilirim.

3-Essence Pudra Fırçası: Essence standına da uğradım tabiki. Ben nedense Essence ürünlerini Rossmann'daki Rival de Loop(Young olan) markasına benzetiyorum. Çok yumuşak bir fırça sevdim.

4-Golden Rose Smokey Eyes: Diğer taraftaki aplikatörü sayesinde dumanlı göz makyajı elde etmek mümkün ama bu herhangi bi aplikatör ucuylada yapılabilir. Bana pratik geldi ön tarafta kalem arkada aplikatör.

5-Maybelline Moisture Extreme- Fuchsia: Sonunda fuşya renkli bir ruj aldım mutluyum. Şeker gibi çok tatlı bir renk. 5 TL'ydi inanamadım aldım. :D

6-Essence Kompakt Pudra: Esasında Maybelline'den alacaktım ama %50'si bile pahalı geldi. Bende Essence'ı denemeye karar verdim.

7-Essence Color&Go Oje: Rengine vuruldum daha çok güzel oje renkleri vardı mağazada stand kalabalık olmasa daha bakardım ama fenalık geldi bir ara.

8-Benri Kağıt Sabun: Eh malum halka açık lavabolarda bazen sabun olmayabiliyor. Bu yüzden de bu tip bir ürünü hijyen için yanımda bulundurucam.

Hoşçakalın şimdilik...

24 Kasım 2012 Cumartesi

Uzun Bir Aradan Sonra...



Merhaba herkese. 4 ay gibi uzun bir süreden sonra ilk defa bloguma tekrar yazıyorum. Şunu anladım ki insanın hayatında 4 ay değil, 4 saat hatta 4 dakika ya da 4 saniye bile bir çok şeyi değiştirebiliyormuş. 4 ay önce bir ayrılık yaşadım belki de geleceğimi olumsuz  etkileyebilecek bir durumdan kurtuldum. Hani derler ya her şerde bir hayır vardır diye. Bu da öylesine bir durumdu. İlahi takdir böyle istedi nasipten çıktı gitti. Neyse ki ölümün olduğu bir dünyada bunlar çokta önemli konular değil aslında. Bazen insanlar birilerini geride bırakmak zorundadırlar... 

Bahsettiğim gibi bu olay yüzünden blogumdan da soğudum. Ne zaman elim gittiyse yazmaya o anda vazgeçiverdim. Umarım bu durumu atlatıp eskisi gibi bol paylaşımlar yapabilirim diyorum. :) Herneyse blogu dert köşesine döndürmeden önce yazımı bitireyim en iyisi.

Kısa zamanda vizelerden sonrada bir dönüş yapmayı planlıyorum. O zamana kadar hoşçakalın...